Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi’nin Büyük Sosyalist Ekim Devrimi’nin 20. Yıldönümü İçin Çağrısı

Komünist Enternasyonal’in Yürütme Komitesi, büyük sosyalist Ekim Devrimi’nin 20. yıldönümü vesilesiyle bütün dünya proleterlerine, emekçilerine ve halklarına yönelik bir çağrı yayınlar. Bu çağrıyı "Ekim Devrimi’nden XIX. Parti Kongresi’ne SB’de Sosyalizmin İnşaası Sorunları" yazı dizisine giriş olarak buraya aktarıyoruz. (Çeviri biraz kısaltılmıştır)

"Proleterler, emekçiler, bütün dünya halkları!

Büyük sosyalist Ekim Devrimi ’nden bu yana 20 sene geçti. 20 sene önce Lenin ve Stalin'in partisi önderliğinde Rusya'nın işçileri ve köylüleri kapitalistlerin ve büyük toprak sahiplerinin hakimiyetini yıktılar ve proletarya diktatörlüğünü, işçilerin ve köylülerin sovyetleri hakimiyetini kurdular. 20 senelik sovyet iktidarı ve sosyalist inşa, sadece SB'nin emekçilerinin eşsiz bir zaferi değil, bilakis bütün dünya işçilerinin, bütün dünya halklarının da muazzam bir zaferidir.

Sosyalist devrimin daha ilk gününde yeminli düşmanlar bölük bölük sovyet ülkesinin üstüne çullandılar. Sosyalist devrimciler, menşevikler ve beyaz gardist (karşıdevrimci-çn) güruhun desteğiyle çar generalleri, enternasyonal müdahaleciler güneyden, doğudan, kuzeyden ve batıdan sovyet ülkesine karşı savaşa giriştiler. İşçiler ve köylüler kendi devrimlerini, ülkelerini, bağımsızlıklarını kahramanca savundular. Ölümsüz Lenin'in yönetiminde onun yoldaşı ve değerli arkadaşı Stalin bütün cephelerde iç ve enternasyonal karşıdevrime karşı muzaffer direnişi örgütledi. Ölçüsüz yokluklar ve fedakarlık altında enternasyonal proletarya tarafından desteklenen sovyet ülkesinin işçileri ve köylüleri, karşıdevrimci generalleri ve müdahalecileri tamamen yerle bir ettiler. Birelde silah, diğerinde mala, işte sosyalizmi böyle inşa ettiler.

Sovy etler Birliği'nde kapitalizmin yeniden inşası için çaba harcayan halkın bütün düşmanlarına karşı, yorulma tanımaz mücadelede, sabotajcılara, zarar vericilere, kulaklara, troçkist-buharinist casuslara ve hainlere karşı mücadelede bolşeviklerin partisi, sosyalist inşa cephesinde yeni zaferler kazandı. Stalin 'in bilge önderliğinde Sovyetler Birliği, kendini oldukça fakir, geri bir tarım ülkesinden ilerlemiş bir sanayi ülkesine dönüştürdü. Bu ülke, sanayi üretimiyle Avrupa'da ilk sırayı ve bütün dünyada da ikinci sırayı aldı. Büyük Stalin, bütün zorlukları ve tehlikeleri aşarak, sovyet ülkesini ve halklarını, Sovyetler Birliği'nde sosyalizmin nihai ve geriye dönüşümsüz zaferine götürdü.

Bütün ülkelerin işçileri, şimdi sosyalizm yaşamın (bütün) bolluğuyla gözlerinizin önündedir! Yaşayan sosyalizm; bu, insanın insan tarafından sömürüsünün yok edilmesi demektir. Yaşayan sosyalizm; bu, işsizliğin ve sefaletin yok edilmesi, emekçi kitlelerin maddi ve kültürel yaşam standartlarının durmaksızın yükseltilmesi, işgünün devamlı kısaltılması, en geniş sosyal sigorta demektir. Yaşayan sosyalizm; bu, her Sovyetler Birliği vatandaşına garanti edilen iş hakkı, dinlenme hakkı, eğitim hakkı demektir.

Bütün dünyanın halkları, bugün muzaffer sosyalizmin bu ülkesi, yeni şehirlerinin devasa fabrikalarının, toprağın derinlerinden çıkartılan yeraltı zenginliklerinin, rekor rekoltenin ihtişamıyla gözlerimizin önünde duruyor. O, çalışma coşkusunun kahramanlığının, harika Stohanov hareketinin, kültürünün, gençliğinin pırıltısıyla önümüzde duruyor... O, büyük sosyalist Ekim Devrimi'nin kazanımlarının ve dünya barışının bekçisi olan yenilmez kızılordunun tankında önümüzde duruyor.

Köyün milyonlarca emekçileri, bugün, sosyalizmin ülkesi, köylülüğü karanlık yoksulluktan kolektif ekonominin mutlu kültür dolu yaşamına yükselten tarımın kolektifleştirilmesiyle pekişen işçilerin ve köylülerin tahrip edilemez ittifakının cisimleşmesi olarak önümüzde duruyor.

Sömürge ülkelerin halkları, bugün sosyalizmin ülkesi Sovyetler Birliği halkları dost ortak yaşamları ve kardeş birliğiyle, iktisadi güçlerinin ve kültürel yaratıcılıklarının bütün verimiyle önümüzde duruyor.

Sosyalizmin ülkesi her gün, büyük Stalinist Anayasada tespit edilmiş açılıp-serpilmiş sosyalist demokrasisiyle bütün dünya önünde duruyor. Bu anayasa, bütün ülkelerin halkları için bir mücadele programıdır; "Faşizme karşı, sosyalizm ve demokrasi yenilemez diyen bir dava aktıdır" (Stalin). Sosyalizmin ülkesinin seçim kampanyasında bütün halkların coşkusu, Sovyetler Birliği halklarının sovyet hükümetiyle çözülmez bağını, sosyalist sistemin sarsılmazlığını ve sağlamlığını gösteriyor.

Ve yerkürede devamlı yeni milyonlarca insan, bakışlarını sosyalizme çeviriyorlar. Onlar, Sovyetler Birliği işçi ve köylülerinin, devrimci düşüncenin ve fiilen Lenin ve Stalin gibi devleri tarafından yönetilen bolşeviklerin partisi önderlik ettiği için muzaffer olduklarını görüyorlar. Bu parti, Ekim

1917'de işçileri ve köylüleri muzaffer ayaklanmaya götürdü. O, köylülüğü kendine çeken işçi sınıfını kendi etrafında toplamıştı. Sovyetler Birliği emekçileri muzaffer oldular. Çünkü işçi sınıfı proletarya diktatörlüğünü kurmuştu. Çünkü o, bu diktatörlükle karşıdevrimci sınıfların direncini bastırmıştı, sovyet ülkesinin savunma gücünü güçlendirmişti, sosyalizmin inşasını muzafferce sonuçlandırmıştı.

Ama Avrupa'nın diğer ülkelerinin emekçileri bolşeviklerin 1917'de işçileri ve köylüleri yönelttikleri zaferin aynı yolunda gidemezler miydi? İşçiler, emperyalist savaşın son günlerini hatırlayınız. Emekçi halkın milyonları (milyonlarca emekçi -çn) silahlanmış durumdaydılar. Devrimci hareketin dalgası kapitalist ülkeleri basmıştı. Almanya, Avusturya-Macaristan devrim tarafından sarılmıştı. Ama o zaman proletaryanın kitle örgütleri üzerinde belirleyici nüfuza sahip olan sosyal demokrasinin gerici önderleri, işçileri yenilginin yoluna yönelttiler. Onlar, devrimci hareketin kapsamından korkan burjuvaziye, bu hareketi geçici reformlarla frenleyerek yardıma koştular. Bu önderler, burjuvaziyle birlikte Avrupa'da proleter devrimi boğdular. Onlar, burjuvazi ile, işçi sınıfının çıkarlarına ters düşen koalisyon politikası icra ettiler. Bu politika ile işçi hareketini böldüler, proletaryayı ve onun köylülük ve şehirlerin küçük halkı (küçük burjuvazi kastediliyor -çn) üzerindeki etki gücünü zayıflattılar. Onlar, faşizme güçlerini cezasız (engelsiz -çn) örgütlemek için müsaade ettiler. Onlar, kitleleri faşizm karşısında geri çekilmeye sevk ettiler. Onlar, nihayet, faşizm karşısında teslim oldular.

Bugün işçiler, gerici sosyal demokrat önderlerin politikasının kendilerini hangi uçuruma götürdüğünü görüyorlar. Bazı kapitalist ülkelerde faşist diktatörlük kuruldu.

Oluk oluk işçi kanı akıyor. Alçak faşist çeteler, halk kitleleriyle alay ediyorlar. Faşizm, işçileri köleleştiriyor... Ama parlamenter sistemin hala var olduğu yerlerde de burjuvazi, gücü yettiği oranda... faşizmin, halk kitlelerine karşı saldırısını örgütlemeye çalışıyor. Emperyalist savaştan 20 sene sonra, insanlık, yeniden daha korkunç bir dünya boğazlaşmasıyla (katliamıyla -çn) karşı karşıya. Burjuva-demokratik devletlerin teslimiyetçiliğinden yararlanarak faşist caniler, insanlığın dörtte birini daha şimdiden savaşa soktular.

Sadece Sovyetler Birliği, dünya proletaryasına ve bütün emekçi insanlığa bu cehennemden çıkış yolunu gösteren bir fener kulesi gibi yükseliyor ve Sovyetler Birliğinde sosyalizmin yıldızı ne kadar çok pırıl pırıl parlarsa, hakim sınıflar, sovyet ülkesine karşı, işçi hareketine ve kendi halklarının her özgürlük çabasına karşı o denli fena kuduruyorlar. (ve) bütün dünya emekçileri Soveyteler Birliği etrafında o denli sıkı birleşiyorlar. Sovyetler Birliğinin sosyalizmi, alevlenen coşkunluğuyla kapitalist ülkelerin halk kitlelerini tutuşturuyor. O, onların mücadeleye hazır oluşluklarını artırıyor. O, onları zafer güveniyle dolduruyor...

Sovyetler Birliğinde sosyalizmin zaferi, kapitalist ülkelerdeki milyonlarca köylüye ve şehir emekçilerine... kurtuluşlarının yolunun sadece, işçi sınıfı ile ittifaktan geçtiğini gösteriyor...” ("Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi'nin Büyük Sosyalist Ekim Devrimi'nin 20. Yıldönümü İçin Çağrısı", Komünist Enternasyonal Dergisi, sayı 11-12, 15 Aralık 1937, S. 1035-1037, Almanca).

Marksist Teori

Yaygın Süreli Yayın
Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. Şti. İmtiyaz Sahibi: Şengül Güneş Bali
Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Şengül Güneş Bali

Bize Ulaşın

Çakırağa Mah. Çakırağa Cami Sokak Birlik Apt.
No: 8/10 Aksaray/İstanbul (0212) 529 15 94
E-posta: info@marksistteori.org Twitter: @mt_dergi