Çeviri: Felaket Çağında Marksizm: Kapitalizm Bir Veba Dönemi Yarattı

Kapımızdan giren canavarı daha da yakından tanıyamazdık. -20 yıldan fazla bir süredir onun hakkında bilgiye sahibiz- Dünya liderleri hiç değilse kâğıt üzerinde neredeyse her yıl bilim topluluğu tarafından yakın bir salgın tehdidi olduğu konusunda uyarılıyor. Özel ilaç sektörünün antiviralleri ve ihtiyaç duyulan aşıları sağlayamayacağı da belirtilmişti.

Kapitalizm, insanın hayatta kalmasına karşı üç şekilde ölümcül bir tehdit oluşturmaktadır.

Her şeyden önce, artık iş yaratmıyor. Küreselleşen üretimin ihtiyaçları için fazladan bir milyarı aşkın insan var.

Afrika ve Latin Amerika kentlerinde insanların çoğu esas iş yerlerinin yaratıldığı tek sektör olan kayıt dışı sektörde çalışmaktadır.

İkincisi; iklim değişikliği. Kapitalizm bizi tamamen yeni bir jeolojik demagojiye itti ve iklim değişikliği hastalıkların gelişimini muazzam derecede etkiliyor.

Örneğin, küresel ısınma ile sıtma, dang humması ve benzeri hastalıkların kilit böcekleri kuzeye doğru hareket etmektedir. Sıtmanın örneğin Avrupa'da yeniden ortaya çıktığını göreceksiniz, bu neredeyse kaçınılmazdır.

Üçüncüsü, kapitalizm hayatta kalmamıza karşı bir tehdit oluşturuyor, çünkü kapitalizm şu anda yaşıyor olduğumuz türden pandemileri doğrudan ortaya çıkarıyor ve doğrudan üretiyor.

Bu sadece tekil bir salgın değil, biz bir salgın hastalık ve yeni ortaya çıkan hastalıklar çağında yaşıyoruz. Kapitalist küreselleşme bu yeni vebaları üretti.

Kapitalizm, daha önce birbirinden ayrılmış insanlar ve vahşi hayvanlar arasındaki doğal ve sosyal sınırları yok etti.

Koronavirüsler çoğunlukla yarasalarda bulunur. Yarasalar inanılmaz derecede münzevidir, insanları yarasalarla veya onlara bulaşmış hayvanlarla temas ettirmek çok güç. Bunun itici gücü, çokuluslu tomruk şirketleri tarafından tropikal ormanların tahrip edilmesiydi, Amazon'un büyük ölçekli yok edilişi gibi. Ardından fabrika çiftçiliği ve kümes hayvanları ve hayvancılık üretiminin sanayileşmesi var. Yılda bir milyon tavuk işleyen sanayi tavuk et işletmeleri bulacaksınız. Bunlar viral hastalıklar için parçacık hızlandırıcıları gibidir. Yeni virüs hibritlerini üretme ve dağıtma konusunda daha verimli bir makine tasarlayamazsınız.

Ve hepsinin en önemli faktörü, immünolojik anlamda iki insanlığın olmasıdır. Birinci insanlık iyi beslenir, genellikle sağlıklıdır ve ilaca erişimi vardır. 1980'lerde ve 1990'larda büyük ölçüde tahrip edilen tıbbi sistemlere bağımlı olan ikinci bir insanlık daha var.

Borçlanma

Sistemler, borçlanma, yapısal düzenleme ve Uluslararası Para Fonu’nun (IMF) ülkelerin kamu harcamalarını azaltma veya kamu hizmetlerini özelleştirme talebiyle yok edildi.

Sahra altı Afrika ve diğer ülkelerde de sanitasyon, bulaşıcı hastalıklara karşı en büyük kırılganlık kaynağıdır. İnsanlar temiz suya erişemiyor ve her saat ellerini sabunla yıkayamıyor.

Bu salgın küresel güney gecekondu mahallelerinde patlak verirse, şu anda gerçek bir katliamının eşiğinde duruyor olduğumuz anlamına gelebilir. Bunu dünyaya gelen ve çarpan bir asteroit gibi düşünmek olanaksız - Bu üretilmiş bir salgındır.- Geçmişte kapitalizm, özellikle küresel kapitalizm, hastalık tespiti ve erken uyarı sistemlerine yapılan yatırımın bir miktarına bağımlıydı. Bu, kuzey sömürgeci ülkelerde ticareti korumak ve insanların sağlığını korumak içindi.

Geç Victoria dönemi emperyalizminde bir dizi uluslararası sağlık konferansı toplandı. Onların açık amacı bulaşıcı hastalıkları sırayla kontrol etmekti. 1948'deki Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) de 1940 ve 1950'lerde önemli bir rol oynayan Rockefeller Vakfı tarafından kuruldu. Asıl amaçları, Birleşik Meyve Şirketi’nin (United Fruit Company) tarlaları ve Şilili nitrat madenlerinde çalışan plantasyon işçilerinin sağlığını korumaktı. Aşı kullanarak hastalığı ortadan kaldırmak istediler. Çiçek hastalığını ortadan kaldırmada inanılmaz derecede başarılı oldular, ancak neredeyse diğer tüm büyük hastalıklarda başarısızdılar.

Ancak alternatif bir gelenek var, sosyoekonomik belirleyici etkenlere bakan bir gelenek: yoksulluk, sanitasyon eksikliği vb. etkenler gibi. Artık tüm uluslararası hastalık tespiti ve uluslararası koordineli yanıt verme altyapısı daha da erimiş durumda.

DSÖ adeta çöktü, kesinlikle marjinal bir rol oynuyor. Hiçbir dönem finanse edilmedi. ABD gibi büyük ülkeler, yapacaklarını söyledikleri katkıları hiçbir zaman gerçekleştirmediler. DSÖ genel olarak en güçlü ülkelere lobi yapmak ve hayırseverlere güvenmek zorunda kalmıştır.

Bütün bunların toplamı bütçesinin yaklaşık yüzde 80'ini sağlıyor. Ve bu DSÖ'yü sürekli ABD, Çin ve hayırseverlere dönük övgü ve talepte bulunduğu bir konuma sürükledi. Son dört ya da beş ay boyunca bu adeta gülünç bir şekilde belirginleşti.

Uluslararası bir rol oynayan ve ortaya çıkan hastalıkların tespit edilmesinden sorumlu olan Amerikan Hastalık Kontrol Merkezi (American Centre for Disease Control/CDC) de çöktü.

Dünyadaki herkesin kullandığı bir Alman ilaç şirketi tarafından geliştirilen test kitlerini kullanmamaya karar verdi. Ve kendi test kitini geliştirdi, ancak kusurluydu ve yanlış sonuçlar verdi.

CDC, sağcı bir köktendinci Hıristiyan tarafından finanse ediliyor ve bütçesi başkanlık görevini yürüten Donald Trump tarafından vahşice kesildi. Trump’ın, başkan olarak yaptığı ilk hamlelerinden biriydi bu.

Trump göreve başladığı ilk anından itibaren, özellikle salgın hastalıklarla başa çıkmak için oluşturulmuş örgütleri yok etmeye ve politikaları tersine çevirmeye başladı.

Trump, dünyada teknik ve bilimsel olarak en gelişmiş ülkenin ABD olduğunu söylediği gün New York Times dergisi “Cerrahi maskenizi nasıl kendiniz dikebilirsiniz” şeklinde bir haber yayınladı.

Ve bu dünya çapında bir kriz.

Avrupa Hastalık Kontrol Merkezi hiçbir yerde yoktu ve Avrupa Birliği fikrinin bütünü derin bir kriz içine girdi. Örneğin, İtalya’nın, Avrupalı kardeşlerinin kendilerine yardım için koşturacağı yönünde bir beklentisi vardı. Ancak bunun yerine Almanya, Avusturya ve Fransa temel tedarik ve malzeme ihracatını yasakladı.

Çin, muazzam bir ekonomik etkiye sahiptir ve son 20 yılda dünya ekonomisini şekillendirmiştir. Fakat Çin'in eksik kaldığı, en umutsuzca aradığı şey “yumuşak güç” (soft power) ve daha fazla politik prestij.

Önderlik

Trump, Amerikan ahlaki liderliği veya insani müdahale kavramlarını tamamen terk etti. Böylece İtalyanlar, yüzlerini yardım sağlamada ön plana çıkan Pekin'e döndü. Çin, kilit tıbbi malzeme sağlamak için muazzam bir kapasite geliştirdi. Yani Avrupa ve ABD'nin eksik olduğu her yerde sahadadır.

17. yüzyılda özellikle İtalya'daki vebalar, Akdeniz merkezli bir ekonomiden Kuzey Atlantik merkezli bir ekonomiye geçişi hızlandırdı. Bu nedenle, COVID-19'un ABD hegemonyasından Çin hegemonyasına bir değişimi hızlandırmaya başlayıp başlamayacağını sormalıyız.

Salgına yanıt tamamen milliyetçidir, o kadar ki, dünya liderleri ve milliyetçilerin bile çoğunu şaşırttı. Uluslararası işbirliği çöktü.

Küreselleşmiş üretimdeki herhangi bir düzelme, uluslararası bir hastalık altyapısı oluşturmak için büyük çabalara bağlıdır. Bu, patojene saldırma ve insanları savunmasız hale getiren toplumsal koşulları görmezden gelme tavrı olabilir. -Bazı bakımlardan hastalığın nihai nedenleri bunlardır.-

Ancak bu aşı ve antiviralleri getiremez. Özel sektör şimdiye kadar yeni teknolojilerin dönüştürülmesinde çok büyük bir engel oluşturuyor. Biyolojik tasarım ve bilimsel gelişme potansiyeli engellendi. Bunun nedeni, ilaç sanayisinin artık geçmişte tekel konumları için gerekçe olan yaşamsal ilaçları üretmemesidir. Antiviral ve büyük ölçüde aşı da üretmezler. Ayrıca bu küresel krizle başa çıkmak için yeni nesil antibiyotik üretmezler. Büyük ilaç şirketleri, temelde patentleri kontrol ediyor, araştırma ve geliştirmeden ziyade reklamlara daha fazla yatırım yapıyor. Onlar sadece tıp devrimi ve bilimsel devrime karşı muazzam politik lobi faaliyetleri yapmakla kalmadı, aynı zamanda jenerik ilaçlara karşı fiyat indirimleri dayattı.

Küresel sermaye mevcut milliyetçi parçalanmasını aşıp temel çıkarları olan kârların sürekliliği ve küreselleşmiş üretim ile başa çıkmak için bir altyapı oluşturabilir mi?

Aynı zamanda metropol nüfusunun sağlık ihtiyaçlarını da karşılamalıdır çünkü bu küresel bir bunalım. Ve hastalık krize vesile olmasına rağmen kökleri hastalığın kendisinde olmayan bir bunalımdır bu.

Büyük kapitalist ülkeler, hızlandırılmış aşı gelişimi ve yeni tip uluslararası halk sağlığı örgütü aracılığıyla dünya ticaretinde kendilerini koruyabileceklerini zannediyorlar.

Her zaman toplumsal tıbbın konusu olan dünya ölçekli/dünyasal sefalet ve yoksulluk ile kesinlikle hiçbir şekilde ilgilenmemek gerektiğine inandıkları sürece bu böyle devam eder.

Aşılar tüm Afrika ve Güney Asya nüfusu için erişilebilir olacak mı? Erişilir olması için herhangi bir neden bulmak zor ve eğer bir gün ulaşabilirlerse, bu yıllar sonra olur. Burada küresel kapitalizmin iki insanlık arasındaki uçurumu daha da derinleştirdiğini ve genişlettiğini görüyoruz.

Tabii ki bu durum, hastalıkların ırkçılık ve yoksulluğun mirası tarafından beslendiği diğer ülkeler için de geçerlidir.

Şu anda, en azından ABD'de, yalnızca ilerici bir gündem geliştirmek için olağanüstü bir fırsat değil, - Bir insan hakkı olarak sağlık bakımı ve Avrupa tarzında evrensel sağlık güvencesi geliştirmek için bir fırsat olduğunu düşünüyorum- ama aynı zamanda esasen sosyalist olan talepleri ortaya koymak, büyük ilaç tekellerini ortadan kaldırmak ve büyük ilaç üretimini kamulaştırmak için de fırsat.

Örneğin, Amazon dünya tarihinde en büyük tekele dönüşüyor. Şimdi bunun çok yararlı bir kuruluş olduğu ve ilerici yanıt olarak Amazon’u parçalamak veya vergilendirmek gerektiği savunuluyor. Ancak bu geleneksel sosyalist talebi artırabileceğimiz bir alan yaratır; onu kamu yararı haline getirmek. Bu tekel demokratik tarzda denetlenmeli ve topluma ait olmalıdır.

Bu kriz, sol reformizmin ötesine geçmek ve sosyalist fikir ve talepleri arttırmak için yeni fırsatlar sunuyor.

 

*Mike Davis’in 18 Nisan tarihinde Socialist Worker’de yayınan “Marxism in an age of catastrophe – capitalism created an era of plagues” başlıklı yazısı Ivana Benario tarafından Marksist Teori için çevrildi.

 

Mike Davis Hakkında

Prisoners of the American Dream: Politics and Economy in the History of the U.S. Working Class (1986, 1999, Amerikan Rüyasının Tutsakları: Amerikan İşçi Sınıfının Tarihinde Siyaset ve Ekonomi), Beyond Blade Runner: Urban Control, The Ecology of Fear (1992, Blade Runner Filminin Ötesinde: Kentin Denetimi, Korkunun Ekolojisi), City of Quartz: Excavating the Future in Los Angeles (1990, 2006, Kuvars Şehri: Los Angeles’ta Gelecek Kazısı) Ecology of Fear: Los Angeles and the Imagination of Disaster (2000, Korkunun Ekolojisi: Los Angeles ve Felaket Tahayyülü), Magical Urbanism: Latinos Reinvent the US City (2000, Büyülü Şehircilik: Latinolar Amerikan Kentini Yeniden İcat Ediyor), Dead Cities, and Other Tales (2003, Ölü Kentler ve Diğer Masallar) ve Gecekondu Gezegeni kitaplarının yazarıdır.

Marksist Teori

Yaygın Süreli Yayın
Varyos Yay. San ve Tic. Ltd. Şti. İmtiyaz Sahibi: Şengül Güneş Bali
Sorumlu Yazıişleri Müdürü: Şengül Güneş Bali

Bize Ulaşın

Çakırağa Mah. Çakırağa Cami Sokak Birlik Apt.
No: 8/10 Aksaray/İstanbul (0212) 529 15 94
E-posta: info@marksistteori.org Twitter: @mt_dergi